Fm-Turk
KALİTELİ HİZMET İÇİN ÜYE OLUNUZ
Fm-Turk
KALİTELİ HİZMET İÇİN ÜYE OLUNUZ
Fm-Turk
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Barışın diplomatik dili Hz. Meryem

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
admin
Fm-Turk Kurucu Admin
Fm-Turk Kurucu Admin
admin


Erkek
Mesaj Sayısı : 850
Doğum tarihi : 11/08/93
Yaş : 30
Nerden : İstanbul
Takım : Galatasaray
Favori Kişiler : Totti
Ruh hali : Barışın diplomatik dili Hz. Meryem Sarhos10
İmza : <div class="js-kit-rating" title="Scored item" view="score" permalink=""></div><script src="http://js-kit.com/ratings.js"></script>
Kayıt tarihi : 13/01/08

Barışın diplomatik dili Hz. Meryem Empty
MesajKonu: Barışın diplomatik dili Hz. Meryem   Barışın diplomatik dili Hz. Meryem EmptyCuma Eyl. 26, 2008 11:05 pm

Barışın diplomatik dili Hz. Meryem

20 09 2008 16:18
Bugün ne Hıristiyanlar ne de Müslümanlar Hz. Meryem’in İslam’daki önemini bilmiyor.

Sevinç Özaslan'ın haberi

Oysa yüzyıllar öncesinde barışın diplomatik dili Hz. Meryem’le açılmıştı. Hz. Meryem hakkında ilk edebi romanı yazan Sibel Eraslan ise bizi sabrın gelini, sebatın melikesi, direnişin önderi, tahammülün en güzel örneğiyle tanıştırıyor.

Müslümanlar, hicret ettikleri ilk yer olan Habeşistan'a vardıklarında, şehrin kapısında kendilerini karşılayan Kral Necaşi'ye, yeni vahiy edilen Al-i İmran Suresi'ni okurlar. Amaçları oturacak yer, sığınabilecek bir yurt edinmektir. Hz. Meryem'i ve onun ailesini anlatan Al-i İmran Suresi, adil bir Hıristiyan olan Necaşi'nin şehrin kapılarını sonuna kadar açmasına vesile olur. İlk Müslümanlar tehlike altında kaçtıkları sürgün hayatında Hz. Meryem'i bir şemsiye gibi başlarının üstüne tutar, Habeşistan'daki çadırlarını Hz. Meryem'in çatısı altında işte böyle kurarlar. Daha sonra Müslüman olan Necaşi de onları memnuniyetle karşılar. Yazar Sibel Eraslan, bu olayın günümüz Ortadoğu sorunlarının çözümü için iyi bir model olacağını söylüyor. Çünkü tarihte barışın diplomatik dili ilk kez Hz. Meryem'le açılıyor. Günümüzün Hıristiyanları ise, Hz. Meryem'in İslam dininde ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu bilmiyor. Aynı şekilde birçok Müslüman Hz. Meryem'in İslam'daki öneminin farkında değil. Hatta Eraslan, Hz. Meryem söz konusu olduğunda hem İslam hem de Hıristiyan tarihine büyük bir suskunluk çöktüğünü ifade ediyor. “Oysaki, ben Hz. Meryem'i, Sevgili Peygamberimiz (sas)'in bir öncüsü olarak görüyorum. O ilk dalgaları göğsünde hisseden kişiydi. Son ve büyük bir çağrı geleceğini biliyordu ve bu son kutlu sözün önündeki hazırlık eyleminin harekatçısıydı. Hz. İsa'nın sözü, son sözden bir önceki sözdür ve bu son iki sözü mayalayan anne Hz. Meryem'dir.” diyor Eraslan.

Bu serzenişinde haksız da değil yazar. Mesela Hz. Meryem deyince sizin aklınıza ilk neler geliyor? Kendinizi şu anda bir sınav yapsanız onun hakkında kaç soru sorabilirsiniz? Ya da size sorulan soruların kaçına doğru cevap verebilirsiniz? Eraslan, gittiği her seminerde ‘Hz. Meryem ve Hz. İsa nerelidir?' sorusuna ‘Romalı' cevabını aldığını söylüyor. Yüzyıllar öncesinde ana-oğlu yurtlarından sürgüne zorlayan Filistin'de hâlâ aynı hikâyeler yaşanmaya devam ediyor. Sonuç olarak Hz. Meryem hakkındaki fikrimiz genel bilgilerin ötesine geçemiyor. Halbuki, Kur'an-ı Kerim'de 34 yerde ondan bahsediliyor. İki büyük sure (Meryem ve Al-i İmran) yine onu ve ailesi etrafında yaşanan olayları anlatıyor. Hz. Muhammed kendisini ‘Cennet kadınlarının sultanı' olarak addediyor. Peki ama tarih yazgısını yazarken bir kadın, bir anne olarak, oğlunun penceresinden bakılırsa bir ‘baba, büyükbaba, kardeş' olan Hz. Meryem neler yaşamıştır? Annesi Hanne tarafından Allah'a ‘hür' bir şekilde adanan Meryem ne hissetmiştir? Türkçe kaynaklara bakıldığında tamamen Hz. Meryem'e ‘adanan' toplam eser sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Bu eserlerin başında Mustafa İslamoğlu'nun ‘Adayış Risalesi', önemli bir kaynak olarak gösteriliyor. Sibel Eraslan'ın Selis'ten yeni çıkan ‘Siret-i Meryem isimli kitabı ise bu kaynaklar arasında çok farklı bir yere sahip. Kaynak demek doğru olmaz zaten. Siret-i Meryem, onun hayatını anlatan ilk edebi roman. Edebi dilde yazılan bir Hz. Meryem romanı ise bizi ‘sabrın gelini, sebatın melikesi, direnişin önderi, tahammülün en güzel örneği'yle tanıştırıyor. Kitabı büyük bir iştiyakla okuduğu anlaşılan bir okurun, internet kitapçılarının yorum bölümüne bıraktığı şu sözler, eser hakkında hem bir önsöz, hem de son söz niteliğini taşıyor sanki: “Eğer ben bir Hıristiyan olsaydım, bu eseri okuduktan sonra Müslüman olurdum.”



Sır, harf ve ‘Kelime’



Meryem Suresi'nin ilk ayeti “Kef, ha, ya, ayn, sad” harfleriyle başlıyor. Allah ve Resulü arasında bir sır olan bu kelimelerin anlamı tam olarak bilinmiyor. Eraslan da kitabını bu beş harfin sırrı öncülüğünde yazmış. 'Sır, harf, kelime' gibi kavramlar Hz. Meryem'in hayatında çok önemli. Sırlı bir hayatı var; çünkü 'karnında taşıdığı yükün sırrını, haberin sırrını, ruhun sırrını' sakladı yıllarca. Eraslan'ın ifadesiyle, “Berzahtır. Sırrı tutandır. Söylemeyen, konuşmayan. Kelime'ye hamile, lakırdıya oruçlu. Ağzı pek sıkı, sırrı ele vermeyendir o. Onun iftarı, evladının konuşmasıdır. İbn-i Meryem konuştuğunda cümle oruçlar açılır, kalpleri hakikate kapalıların perdesi aralanır, odalara ışıklar dolar. İbn-i Meryem konuştukça, annesi Meryem kandil gecelerinde şerefelerine mumlar yakılan minareler gibi ışıldar. O susar, evladı konuşur. Evladı konuştukça, o kandil tutar�” Harflerin dünyasına hükmeder Hz. Meryem. Çünkü, yine Eraslan'a göre, “İnsanların birbirleriyle konuşabileceği ortak bir harftir. Müslümanlar ve Hıristiyanlar için bir konuşma sebebidir. Yeryüzü insanlığı için konuşulabilecek bir alfabe sunar. Ama biz bu alfabeyi okumuyoruz, zihnimize yerleştirmemişiz ve inatla bir küslük var. Hz. Meryem üzerinden bu küslük aşılabilir.” Ve son olarak: 'Çocuğu Kelime olan bir annedir o.' Çünkü İslamoğlu'nun deyişiyle, söz konusu kelime Allah'ın 'ol' (kün) emrinden başkası değil. O 'ol' demişti, o da oluvermişti. Hz. Meryem ise, o “Kelimenin kab'ı. Kelimenin tas'ı. Kelimenin kadeh'i. Kelime'nin yatağı. Kelime'nin kılıfı� Allah'ın kelimesini, bir tezahür, bir yansıma, bir ışıma olarak dünyada tutabilen ellerin sahibidir.”

(Zaman)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://fm-turk.yetkin-forum.com
 
Barışın diplomatik dili Hz. Meryem
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Fm-Turk :: FM-Turk Café :: Güncel Haberler-
Buraya geçin: